27 Kasım 2010 Cumartesi

Nihayet Polonya

Selam ciciş...naber?

Unuttum sandın demi? Valla ben yazmasam senin de hiç arayıp soracağın yok! Öldüm mü kaldım mı ne haldeyim diye. Hiç, hiç.... Zaten ben neredeysem yalnızlığın başkenti orası anasını satıyım.(Şair burada yalnızlıktan dem vuruyor) Nicedir yaz(a)mıyorum, blog neredeyse yalan olma aşamasına geldi, farkındayım ama nihayet bugun gönül dostlarıyla buluşuyoruz.(uzun yıllar albüm çıkarmamış ancak daha önce gönüllerde yer edinen halk müziği sanatçısı triplerine bakar mısın?) yazacak o kadar çok şey birikti ki nereden başlasam bilmiyorum. Tersten başlasam ya?! Hani cCc benjamin button reyiz cCc tarzı, daha ilginç olur; ya da Memento stayla. Bu arada, laf aramızda, Memento denen filmi anlamayacağım endişesiyle hala izlemedim. Kime sorsam ‘’yok abi yea, karışık film. Anlamadım, bir kaç kere izlemek lazım’’ şeklinde tepkiler aldım. Hiç sevmem.

Bugun Polonya'ya gelişimin 88. günü. Hey gidi hey. Gece yarısı krakow yağmurları altında uçaktan inişim, 4 hafta boyunca konaklayacağım yurda varışım, soğuk yurt odasına yerleşmem ve yorgunluğum daha dün gibi aklımda. Aklımda olmayan kısım ise ertesi gün, yani 1 eylül itibariyle başlıyor, krakowdaki ilk günümümden 29 eylülde beni krakowdan ayıran 22.00 varşova trenine bindiğim ana kadar...

2010 yılının Eylül ayında krakow’da rüya gibi bir 4 hafta geçirdim. Dedim ya tam olarak hatırlayamıyorum diye. hayır, Hatırlayamamanın sebebi sarhoş olmam değildi. Ve hayır, balık hafızalı falan da değilim. Sadece, günler o kadar erken başlıyor ve yoğun geçiyordu ki çoğu zaman 1 gün içerisinde 2 gün yaşıyor hissine kapılıyordum.E insan günde 4-5 saat uyuyunca gün ışığından daha fazla yararlanıyor haliyle. Örneğin cuma günü yaşadığım bir olayı pazar günü hatırladığımda sanki üzerinden 1 hafta geçmiş gibi geliyordu. Matematikle aramın iyi olmadığını söylemiş miydim?

Lehçe kursu, gece hayatı, hafta sonu gezileri, krakow'un büyüleyici atmosferi, arkadaşlar, dragon, papa, domuz eti derken her güzel şey gibi krakow'da geçirdiğim zaman da sona erdiğinde geriye söylenecek çok fazla söz kalmamıştı.

29 eylül akşamı krakow'dan ayrılırken içimin sızladığını hissediyordum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder